ABD'de geleneksel münazaların bu seçim dönemindeki sonuncusu, Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin Başkan Yardımcısı adayları arasında gerçekleşti.

90 dakikalık programın başında el sıkışan iki ismin program boyunca hararetli bir tartışmaya girmeden birbirine zıt görüşlerini ortaya koyması dikkati çekti.

Tartışmanın ilk sorusu Orta Doğu'da devam eden çatışmayla ilgili olurken, her iki adaya da İsrail'in İran'ın nükleer programının gelişimini engellemek için İran'a önleyici bir saldırıda bulunmasını destekleyip desteklemeyecekleri soruldu. İki adaydan da net cevap gelmezken, Walz, Trump'ın dört yıllık Başkanlık dönemindeki sicilini eleştirerek, "Burada esas olan istikrarlı liderliğin önemli olacağıdır" dedi.
Orta Doğu'daki son durum ve İran'ın İsrail'e son saldırısı ile başlayan programda Helene Kasırgası ile ilgili son durum, yasa dışı göçmen sorunu, kürtaj tartışmaları, ekonomik durum ve enflasyon, silahlanma, demokrasi tartışmaları ve iklim değişikliği gibi birçok ana başlık ele alındı.

Narin'in kaybolduğu günün gecesi, Salim Güran'ın dere yatağına gittiği anların kamera görüntüsü ortaya çıktı Narin'in kaybolduğu günün gecesi, Salim Güran'ın dere yatağına gittiği anların kamera görüntüsü ortaya çıktı

Programın başında Orta Doğu'da artan gerilimin sorumlusunun kim olduğuna ilişkin yapılan tartışmada her iki isim de rakiplerinin İran'ı güçlendirdiğini savundu.

Walz, 7 Ekim'deki Hamas saldırılarına atıf yaparak İsrail'e desteğinin tam olduğunu vurguladı; ABD'nin Orta Doğu'daki varlığının devam etmesi gerektiğini ve Biden-Harris yönetiminin İsrail'in güvenliği konusunda her şeyi yaptığını söyledi.

Demokrat aday, "İsrail'in kendini savunabiliyor olması kesinlikle çok önemli" diyerek, Gazze'de bir ateşkes ile esirlerin evlerine dönmesi ve Gazze'deki insani krizin sona ermesi gerektiğini söyledi.

Donald Trump'ın dış politika konularında "çok tehlikeli" olduğunu ifade eden Walz, Trump'ın İran'la nükleer anlaşmadan çekilerek İran'ın nükleer silaha daha fazla yaklaşmasına imkan tanıdığını savundu.

Walz'un sözlerine karşılık veren Vance ise Demokrat Biden-Harris yönetiminin İran'a milyarlarca dolar vererek Tahran'ı güçlendirdiğini ve bugünkü karmaşanın asıl sorumlusunun bu yönetim olduğunu iddia etti. Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı, Trump'ın söz konusu nükleer anlaşmadan çıkarak dünyayı daha güvenli bir hale getirdiğini savundu.
Vance, "Bu saldırıyı düzenleyen İran, Kamala Harris yönetimi sayesinde 100 milyar dolar aldı ve dondurulmuş varlıkları serbest bırakıldı. Peki bu parayla onlar ne yaptı? Silah satın aldılar ve şimdi de müttefiklerimize saldırı düzenliyorlar." dedi.

İsrail'e desteklerini vurgulayan Vance, İsrail'in bölgede "önleyici saldırı" düzenlemesine olumlu bakıp bakmadığı şeklindeki soruya, "Bu, İsrail'in vereceği bir karardır, kendi ülkelerini güvende tutmaları gerekiyor. Bizim, müttefiklerimiz ne zaman kötü adamlarla savaşıyorsa onları desteklememiz gerekir." diye cevap verdi.

Walz ise Vance'in suçlamalarına cevap verirken, İran'ın ABD birliklerine yönelik bazı saldırıları karşısında Trump'ın hiçbir şey yapmadığını söyleyerek yanıt verdi.

Walz, "İran, Donald Trump'ın kaypak liderliği sebebiyle nükleer bir silaha öncekinden daha yakın. İran uluslararası hava sahasında bir Amerikan uçağını vurduğunda Donald Trump twit attı çünkü onun standart diplomasisi buydu." yorumunu yaptı.
İki adayın da sınır güvenliği konusunda birbirlerini suçladığı bölümde Walz, Trump'ı sınır güvenliğini artıracak ilgili yasa tasarısını çöpe attırmakla suçladı.

Walz'a yüklenen Vance ise Demokrat Biden-Harris yönetimi döneminde ülkeye giren yasa dışı göçmen sayısının rekor kırdığını ve bu kişiler içinde çok ciddi oranda suçluların bulunduğunu kaydetti.

Trump'ın başkanlığı döneminde çok iyi bir ekonomik çizgi yakalandığını anlatan Vance, Demokratların ise bu ekonomiyi ciddi şekilde bozduğunu ve son birkaç yıldaki enflasyonla Amerikalıların yaşamlarının zorlaştığını söyledi.

Kendisinin de orta sınıftan gelen bir kişi olduğunu vurgulayan Walz ise Harris'in ekonomik planının orta sınıfı yeniden güçlendirecek unsurları öne çıkardığını ve insanların daha uygun koşullarda ev sahibi olmasını sağlayacak güçlü bir plan hazırladıklarını belirtti.