İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Örün, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

Maktul Hanilçi'nin ailesinin de hazır bulunduğu duruşmaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM), Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) ve İstanbul Barosu avukatları da katıldı.

- Sanık: "Anlatacağım hiçbir şey yok"

Duruşmada savunması sorulan sanık Mustafa Örün, "Anlatacağım hiçbir şey yok." dedi.

Maktulün babası İbrahim Hanilçi, olay günü denetimli serbestlik kapsamında Asliye Ceza Mahkemesi'nde çalıştığını, eşi Yeter Hanilçi'nin kaybolduğunu söylemesi üzerine kızını aramaya başladıklarını, karakola gittiklerinde de kızının öldürüldüğünü öğrendiği anlattı.

Anne Yeter Hanilçi ise beyanında "Evimin faturasını yatırmaya gittim, döndüğünde kızım yoktu. Bu hakkı nereden buluyor da kızımı katlediyor. 2 aydır gözümün yaşı dinmedi, idam istiyorum." dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı davaya katılma talebinde bulunarak sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM), Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) ve İstanbul Barosu avukatları da davaya katılma talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılma talebini kabul etti.

Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı sanık Örün'ün "çocuğa karşı kasten öldürme", "cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma" ve "çocuğun cinsel istismarı" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 51 yıl hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.

Mütalaanın ardından söz verilen sanık Örün, bir önceki savunmasını tekrarlayarak, "Başka bir şey diyeceğim yok." dedi.

- Sanığı avukatı da savunmadı

Sanığın avukatı da müvekkilinin üzerine atılı suçu kabul ettiğini belirterek, savunma yapmadı.

Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti sanık Mustafa Örün'ü, "çocuğa, kadına karşı ve bir suç delillerini gizlemek veya yok etmek amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 21 yıl ile "çocuğun cinsel istismarı" suçundan da 30 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme heyeti, sanığa üst sınırdan ceza hükmü kurarak indirim uygulamadı.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Şirin Elmas Hanilçi'nin, annesi Yeter Hanilçi ve kardeşleriyle 31 Ekim'de babaannesinin evine gittiği anlatılıyordu.

Aynı gün saat 15.30 sıralarında küçük kızın annesi, babaannesi ve dedesinin, çocukları da yanlarına alarak fatura ödemek için dışarıya çıktıkları belirtilen iddianamede, anne Hanilçi'nin "Sen gelme, halanın kızıyla oyna, ben geleceğim." diyerek, Şirin'i yanlarında götürmediği ifade ediliyordu.

2 kardeşin öldüğü kazada kamyon şoförüne 91 bin TL ceza 2 kardeşin öldüğü kazada kamyon şoförüne 91 bin TL ceza

İddianamede, Şirin'in aile büyükleri gittikten sonra iki kardeşiyle dışarıya çıktığı, bir süre sonra kardeşlerinin eve geldiği ancak onun dönmediği bilgisine yer veriliyordu.

Kamera kayıtlarına göre Şirin'in olay günü saat 16.35 sıralarında tek başına Avukat Caddesi'nden Ülker Sokak istikametine, oradan da Poyraz 1 Sokak'a girdiği, bu sokağın girişinde sanık Mustafa Örün'ün hurda toplama aracıyla Şirin'in yanına geldiği, iletişimde bulunmaya ve yakınlık kurmaya başladığı anlatılıyordu.

İddianamede, sanık Örün'ün yürüdükleri yol boyunca Şirin'le konuştuğu, çöp konteynerlerinin yanında durup bir yandan kağıt topladığı, saat 16.45 sıralarında Şirin'le Poyraz 1 Sokak ve Hasret Caddesi kesişimine gelip, buradan Feriköy Mezarlığı istikametine doğru ilerlediği kaydediliyordu.

Sanığın Şirin'i Feriköy Mezarlığı'nın giriş kapısına yakın tenha alandaki iki mezar arasına götürdüğü, burada cinsel istismarda bulunmak üzere önce ağzına eşarp sokup sesini duyurmasına engel olduğu belirtilen iddianamede, çocuğun sanıktan kurtulmak için çaba harcadığı ancak başaramadığı anlatılıyordu.

İddianamede, sanık Mustafa Örün'ün istismarda bulunduktan sonra delilleri ortadan kaldırmak, suçu gizlemek ve yakalanmamak için Şirin'i öldürmeye karar verdiği, ağzına tıkadığı eşarbı çıkartarak boynuna doladığı ve bu şekilde küçük kızı öldürdüğü belirtiliyordu.

İddianamede sanık Örün'ün, "bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme" ve "cinsel amaçla çocuğu ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 6 yıldan 21 yıla kadar hapis, "çocuğun cinsel istismarı" suçundan ise 18 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezasına çarptırılması talep ediliyordu.