İzmir'de 12 Temmuz'daki sağanak yağışta Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay, elektrik akımından dolayı hayatlarını kaybetmişti. Olayın ardından aralarında İZSU ve Gdz Elektrik A.Ş.'den İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU önceki dönem genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gdz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gdz Elektrik'te Dağıtım Sistemi İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da bulunduğu 13'ü tutuklu toplam 42 kişi yargılanıyor. 

"Para konusunda anlaşmazlık yaşayınca sözleşmeyi sonlandırdık"

İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci gün duruşması görülüyor. Taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit, olay bölgesinde çalışma yapmadığını belirterek, "Yaptığım sözleşmeyi sonradan hatırladım kısa süreli bir çalışmamız odu. Sonra sözleşme iptal olduğunu düşünerek sözleşmem yok dedim. Konak’ta taşeronluk yapmadım. Olay yerinde çalışmadım. Konak'ta başka yerde Güzelyalı ve Karabağlar'da çalıştık. Demircan A.Ş., alt taşeron olarak bizle başka yerlerde anlaştı. Sonradan para konusunda anlaşmazlık yaşayınca sözleşmeyi sonlandırdık. Sözleşmeyi sonradan hatırladım. Demircanlar'ın yazı cevabı doğrudur. Ahmet Çelik’in beyanından bellidir. Onların işlerini bu dönemde takip eden Ahmet Çelik’tir. Aleyhimdeki iddiaları kabul etmiyorum" diye konuştu.

Ardından dinlenen İnanç Öktemay'ın yeğeni Berfin Öktemay, "Amcam beni çocuğu olarak görüyordu. Şikayetçiyim" dedi.

"Yoğun duman mazgaldan sonra oldu"

Tanık Fatih Ufak, olayın olduğu yerde esnaf olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Olay günü orada değildim. Ama öncesinde de sorun yaşıyorduk orada. Şikayet ettik, gelip yaptılar. Tam hatırlamıyorum ama Ocak ayı başıydı sanırım. Çözüldü sanmıştık sorun. Ocak ayında yoğun bir duman çıktı. GDZ Elektrik'i aradım. Geldiler, yaptılar bir daha da duman görmedik. Tam hatırlamıyorum ama Ocak ayının başıydı. Mazgal bittikten sonra da yoğun duman çıkıyordu. İşte Ocak'ın başı dediğim zamandı. Gdz Elektrik'i aradık geldiler. Mazgaldan önce de oluyordu. Ama yoğun duman mazgaldan sonra yaşandı. Duman çıkınca insanların başına bişey gelmesin diye yetkililere ihbarda bulundum. Hayvanlar, oradan geçerken irkilerek kaçıyordu. Ancak ölen hayvan görmedim. Hayvanlar, irkilerek kaçınca ne var diye elle dokununca oranın ısındığını gördük. Yoğun duman mazgaldan sonra oldu."

"Anladığım kadarıyla basılan noktada bir sorun var"

Tanıklardan Kamil Alan, olay anını ve öncesinde bölgede yaşanan sorunlara ilişkin şunları söyledi:

"Olay günü Özge Ceren Deniz'i gördüm bağırırken, yardıma giden İnanç Öktemay'ı yere düştüğünü gördük. Bir arkadaşımız uzanmak istedi elektrik var deyince kaçtı. Ondan sonra ne yapabiliriz diye düşündük. Biz orada görgü tanığıydık. Orada insanları yaklaştırmamaya çalıştık daha çok insan çarpılmasın diye. Olay şimdi daha çok kim haklı kim haksıza döndü."

Sanık müdafi avukatının "Yıllardan beri elektrik kaçağı olduğunu biliyordum" ifadesinin hatırlatıldığı Alan, "Yıllardan beri değil. Bir kaynama. Mazgaldan duman çıktığında hemen haber veriyorduk. Orada 3 tane köpeği elektrik çarptığına ilişkin duyumumuz var" dedi. Alan, "Mazgal yapılınca sorun sona erdi mi" sorusuna ise "Hayır, devam etti" sözleriyle yanıt verdi. "Olay anından önce karşıdan karşıya insanlar geçti mi" sorusuna da yanıt veren Alan, "Çok geçti. Anladığım kadarıyla basılan noktada bir sorun var. Çünkü yardım eden arkadaş da daha önce geçmişti" diye konuştu. Alan, bölgede elektriğin ne zaman kesildiği sorusuna, "Olay bitti. 15-20 dakika sonra elektrik kesildi" yanıtını verdi.

"Mazgallar yapıldıktan sonra da sorunlar sürdü"

Hayatı karardı: Alnına dolgu yaptırırken kör oldu Hayatı karardı: Alnına dolgu yaptırırken kör oldu

Tanıklardan Mustafa Sarıçiçek, "Verdiğim sözlü beyanın arkasındayım. Herhangi bir şey eklemek istemiyorum" dedi. Mağdur avukatı Ayşe Sarıçiçek'in "Olaya yakın bir yerde çalıştığınızı söylüyorsunuz. Mazgal yapılmadan önce ve sonra aynı sorunlar devam etti mi?" sorusuna da yanıt veren Mustafa Sarıçiçek, "Birkaç defa uyardık, gelip yaptılar. Mazgallar yapıldıktan sonra da sorunlar sürdü" diye konuştu.

Bir avukatın 186 ihbar kaydının 2023 yılı göründüğü ve 2024 yılı olmadığını sorması üzerine Sarıçiçek, "Bazen elektrik yetkililerini sözel olarak uyardım" ifadelerini kullandı. Bir avukatın "Olay yeri açık kablo gördünüz mü" sorusunu da yanıtlayan Sarıçiçek, "Ben görmedim, bilmiyorum" şeklinde yanıt verdi.

"O bölgeden daha önce de duman çıkıyordu"

Olay anını anlatan Tanık Nurullah Özel, "O gün sesler duydum sokakta. Gittim, gittiğimde Ersin abi vardı. Bana 'Yaklaşma' dedi. Elektrik akımı vardı. Evime gidip çizmemi aldım. Döndüğünde yaşam belirtisi yoktu. Gidip bahçe hortumumu aldım. Döndüğümde iki kişi vardı. Çıkarttık sudan. İnanç Bey'de yaşam belirtisi vardı. Özge Hanım'a kalp masajı yaptık ama dönmedi. O bölgeden daha önce de duman çıkıyordu" diye konuştu.

Sanık avukatların birinden gelen "Ocak ayında bu bölgede asfalt çalışması yapılmış. Çalışmadan sonra sorunlar devam etti mi" sorusuna yanıt veren Özel, "Bilmiyorum, bilgim yok" dedi. Özel, nisan ayı civarında sorunun olup olmadığına ilişkin ise, "Orada çalışıyorum. Nisan, Mayıs ve Mart ayı civarında da oradan duman çıktığını gördüm" ifadeleriyle yanıt verdi. Olaydan kaç dakika sonra elektrik kesildi sorusuna da Özel, "Tam bilmiyorum ama 15 dakika kadar sonra bir Gdz Elektrik çalışanı geldiğinde hala ışık yanıyordu" yanıtını verdi.

"Sırtlarında bir şey yazmıyordu"

Tanık Nihat Yıldırım da "Alsancak'ta esnafım. O gün oradaydım. Ölen arkadaşları Nurullah ile birlikte çıkardık" derken, sanık avukatlarından birinin "Çalışma yapanların kıyafetlerinin sırtında hangi kuruma ait olduğu yazıyor muydu" sorusuna yanıt veren Yıldırım, "Biz çaprazdayız. Aynadan bakarak görüyorduk çalışmaları. Ama sırtlarında bir şey yazmıyordu" dedi.

Hakim görüntüleri gösterdi ve tanıklara sordu

Tanık ifadelerinin alınmasının ardından ise hakim, olay günü orada olan tanıklara olay anında çekilen bazı görüntüleri gösterdi. Hakim, basılan noktayı belirlemek için görgü tanıklarına, "Çarpma kabloya basması mı yoksa mazgala basması nedeniyle mi oluyor? Özge Ceren Deniz nereye basıyor? Siz oranın esnafısınız. Nereye basıldığını siz biliyorsunuz. Çünkü ilk geçen Öktemay'ı elektrik çarpmıyor" dedi.

Hakimin sorusuna ise görgü tanıkları, şu şekilde yanıt verdi:

Kamil Alan: Büyük ihtimalle mazgalın köşesine basıyor. Suda daha önce geçen çok kişi var. Mazgaldan kaynaklı. Mazgala bastığı anda kız zaten düşüyor. Kablo mazgalın altında, köşede.

Abdullah Demirkaya: Defalarca geçtim olay yerinden baktım. Özge Hanım iki mazgalın arasına basmıştı.

Nurullah Özel: Mazgallardan birinde sürekli bir hareket, boşluk vardı. Ben altında daha sonra su çekilip Gdz müdahale edince altındaki kabloyu gördüm. Yorumladığımız şuydu. Özge Hanım direkt mazgalın üzerine bastı. İnanç beyi elektrik çarpmaması da mazgala temas etmemesindendi.

Nihat Yıldırım: İnanç Beyin geriye gelip elini uzatıp yere düştüğünü gördüm. Ben araba geçti ona vurdu sandım. Hemen yardıma koştum. Ama o Özge Ceren hanıma yardım ediyordu. İkisine de yardım etmek isterken 'Geri çekil, elektrik var' diye bağırdılar. Özge Hanımın bastığı yerde demir mazgal vardı. Daha sonra kazdıklarında da altındaki kablonun lastik yüzeyinin sıyrıldığını gördük.

"Sizleri vicdana davet ediyorum"

Tanıkların konuşmasının ardından mağdur yakınlarına söz verildi. Ceren Deniz'in babası, "Kızım doktor olacaktı. Mezun olsaydı binlerce insanın hayatını kurtaracaktı. Burada herkes görmedim, bilmiyorum diyor. Kimsede suç yok. Sizleri vicdana davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

İnanç Öktemay'ın ağabeyi Gökhan Öktemay ise "Kardeşim topluma faydalı insandı. İnanç'ın ölümü sonrası, zaten rahatsız olan babam, daha da kötüledi. Ben evliyim. İnanç, bekardı. Annemle babamla ilgilenirdi. Gözlerinin yaşı dinmedi. İhmali olanlardan şikayetçiyim. Düşünüyorum. Bende kalp hastasıyım. Bana da bişey olsa anne ve babama ne olacak. Babamın alzheimerı ileri seviyede. İhmali olanlardan şikayetçiyim" diye konuştu.

Savcı mütalaasını açıkladı

Tanık ifadelerinin ardından avukatların savunmalarının alınması öncesinde Mahkeme Başkanı, savcıya mütalaasını sordu. Cumhuriyet Savcısı mütalaasında yeni bilirkişi talebini yineleyerek, şunları söyledi:

"Biz mütalaamızı yazılı olarak ortak sisteme atıyoruz. Biz tutuklu sanıkarın tutukluklarının devamına, adli kontrollerin kaldırılamamasına... İddianamede belirtilen durumlar nedeniyle durma kararına ihtiyaç olmadığı kanaatindeyiz. Bu yönde mütalaa verdik. Bir tanığımız kaldı. Olay yerinde keşif icrası ve çok ayrıntılı gerçeği ortaya çıkarır nitelikte bilirkişi raporu alınması talebimiz var. Demircan A.Ş. ile Özpelit A.Ş. arasındaki sözleşmede, Cenan Demircan’ın imzası bulunuyor. Bu celse farklı olan Demircan Şirketi ile Halil Özpelik arasındaki sözleşme dikkatimi çekti. Şirketin yönetim kurulu başkanı için dava açılmış. Halil Özpelik’in belirtiği Cenan için dava açılmamış. Yeni delil oluşmuş olması nedeniyle ki mahkemeye Cenan imzalı gönderilmiş. Önceki kovuşturmaya yer olmadığı kararı kaldırılarak bu kişi için de dava açılarak soruşturmaya dahil edilmesini talep ediyoruz."

Mütalaanın ardından savunma yapan avukatlar, savcının mütalaasına karşı tutuklu sanıkların beraatını talep etti.

Ne olmuştu?

İzmir'de 12 Temmuz saat 18.00 sıralarında başlayan sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

Olaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, 1 şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi. Tutuklanan şüphelilerden Zekeriya T. daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmada savcılık talimatı ile aralarında Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSU Genel Müdür Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel’in de aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Olayla ilgili 5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay'ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı ve buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı değerlendirildi. Olaya birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirtildi.